Yumuşak Doku Yaralanmaları

Detaylı bilgi için formu doldurun, sizinle iletişime geçelim.
Doğrulama KoduDoğrulama Kodunu Yenile
Yumuşak Doku Yaralanmaları10.07.2024

Yumuşak doku nedir?

‘Yumuşak doku’ dendiğinde eklemlerimizin çevresindeki dokular anlaşılır. Bu dokular ve görevleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

  • Kas (adale): Kısalıp uzayarak eklemleri hareket ettirir.
  • Fasya: (kas kılıfları ve cilt altı doku): Kasları sararak birbirine ve deriye bağlar.
  • Tendon (kiriş): Kası kemiğe başlar, gerilimi kemiğe aktarır.
  • Ligament (bağ): İki kemiği birbirine bağlar.
  • Aponevroz ve retinakulum: Tendona veya ligamente benzer fasya.
  • Kapsül: Eklem boşluğunu çevreler ve kemikleri birbirine bağlar. Ligamente benzer.
  • Bursa (kese): Kemik ve tendon arasında bulunan yastıklar. Tendonu sürtünmeye ve sıkışmaya karşı korur.
  • Periferik sinir ve sinir kökleri: Duyu ve hareketle ilgili sinyalleri ileten kablolar.

Yumuşak dokular neden önemlidir?

Bu dokular beceri gerektiren ince veya kuvvet gerektiren kaba hareketleri sağlar, denge ve postürü korurlar. İster hareket edelim, isterse hareketsiz duralım, bu dokular sürekli bir gerilim ve stres altındadırlar. Bu nedenle sıklıkla yaralanırlar. Bu yaralanmalar genekllikle ağrılıdır. Eklem ağrıları daha çok bu dokuların yaralanmalarından kaynaklanır ve "romatizma" terimi de genellikle bu yaralanmaları tanımlamak için kullanılır.

Yumuşak dokular neden veya nasıl yaralanırlar?

            Yaralanmanın nedeni bezen yüksekten atlamak veya çok ağır bir cismi kaldırmak gibi zorlu aktivitelerdir. Aşırı zorlanmaya bağlı ağrılar aniden veya kısa bir süre içinde ortaya çıkar ve nedeni tahmin edilebilir. Diğer yandan oldukça hafif ve yorucu olmayan aktiviteleri çok sık tekrarlamak, uzun süre devam ettirmek veya uzun süre hareketsiz kalmak da bu dokuların yaralanmasına neden olabilir. Bu durumda ağrının nedeni farkedilemeyebilir.

            Yumuşak dokular metabolik veya sistemik hastalıklardan (iltihaplı eklem romatizmaları, diyabet, vitamin/mineral eksiklikleri gibi) olumsuz etkilebilirlerler. Ancak bu durumların başka belirti ve bulguları da vardır.

Yumuşak doku yaralanmaları nasıl anlaşılır?

            Yumuşak doku yaralanmaları genellikle muayene ile anlaşılabilir. Ağrı bu konuda yol göstericidir. Ancak muayene bulguları kafa karıştırıcı olabilir. Şüphe varsa manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya ultrasonografi (US) gerekir. Bazen kan tetkiki de gerekebilir.

Yumşak doku yaralanmaları en sık nerelerde görülür?

Eğer bir eklemde ağrı varsa, büyük ihtimalle bir yumuşak doku yaralanması vardır. Yaralanma herhangi bir bölgede olabilir ve yumuşk dokulardan hergangi birini veya birkaçını etkileyebilir. Ancak yaşam şekline, yapılan işe ve yaşa bağlı olarak bazı bölgelerde yaralanma daha sıktır. Mesela bilgisayar kullananlarda, el-el bileği, dirsek ve omuz, boyun ve sırt ağrıları daha sık görülür. Ayakta çalışanlarda ve ağırlık kaldıranlarda ise bel, kalça, diz ağrıları daha sıktır.

En sık görülen yumuşak yaralanmaları hangileridir?

Yaralanan doku, tutulan bölgeye göre değişir. Belirli vücut kısımlarına göre en sık görülen yumuşak doku yaralanmaları (ve yaralanan doku) şu şekilde özetlenebilir:

  • El-el bileği
  • Tetkik parmak (tendon)
  • Dupuytren kontraktürü (fasya)
  • De Quervain tenosinoviti (tendon)
  • Karpal tünel sendromu (periferik sinir)
  • Dirsek
  • Tenisçi diseği (tendon)
  • Golfçu dirseği (tendon)
  • Olekranon bursiti (bursa)
  • Kübital sendromu (priferik sinir)
  • Omuz
  • Ağrılı omuz (tendon, bursa)
  • Donuk omuz (eklem kapsülü)
  • Boyun
  • Boyun fıtığı (sinir kökü)
  • Omuz kapanı sendromu (periferik sinir/damar paketi)
  • Miyofasyal ağrı (kulunç, kas-kas kılıfı yaralanması)
  • Sırt
  • Miyofasyal ağrı (kulunç, kas-kas kılıfı yaralanması)
  • Bel
  • Bel fıtığı (sinir kökü)
  • Sakroiliak sendrom (ligament)
  • Miyofasyal ağrı (kas-kas kılıfı))
  • Faset sendromu (faset eklem kapsülü)
  • Kalça
  • Gluteal tendinit (tendon)
  • Adduktor tendinit (tendon)
  • Bursitler (Trokanterik ve iskial bursalar)
  • Priformis sendromu (periferik sinir)
  • Kas yaralanması (kalçanın fleksör veya ekstansör kasları)
  • Diz
  • İliotibial bant sendromu (aponevroz)
  • Kudrıseps tendiniti (tendon)
  • Yan ve çapraz bağ yalaranmaları (ligament)
  • Menisküs yaralanmaları
  • Patello-femoral sendrom (yağ yastığı ve retinakulum)
  • Bursitler
  • Ayak-ayak bileği
  • Aşil tendiniti (tendon)
  • Topuk dikeni (aponevroz)
  • Muhtelif ligament ve tendon yaralanmaları
  • Metarsalji (yumuşak doku)

Yumuşak doku yaralanmalarında ne yapılmalıdır?

Bu yaralanmalar lokal ağrı, enflamasyon, dejenerasyon ve işlev bozukluğu gösteren klinik tablolardır. Genellikle aşırı kullanım veya zorlamadan kaynaklanırlar.

Yumuşak doku yaralanmasından şüphe edilen bir hastada tedaviye laboratuvar veya radyolojik bir testten önce öncelikle aşağıdaki işlemler yapılarak başlanabilir.

  • Sistemik bir hastalığı dışlamak

            Enflamatuar bağ dokusu hastalığı, diabetes mellitus, tiroid disfonksiyonu, kanser ve ilaç reaksiyonları gibi diğer sistemik hastalıklar düşünülmeli ve dışlanmalıdır.

  • Ağrıyı artıran faktörlerden kaçınmak

Ağrının oluşmasından önceki olaylar ve aktiviteler, ağrının nüksetmesine de neden olabilir. Bu nedenle;

  • Yanlış istirahat, oturma ya da çalışma pozisyonu varsa düzeltilmeli,
  • İşten kaynaklanan gerinim, yeni bir hobi veya tekrarlayan zorlu görevler varsa yükazltılmalı,
  • Yapısal bozukluklar (örn. düz taban veya iri göğüsler) varsa düzeltilmeli
  • Eklemleri koruma yöntemleri tavsiye edilmelidir.
  • Hastalığın ne olduğunu açıklamak

Romatoid artrit veya kanser gibi daha ciddi hastalıklar yerine yumuşak doku yaralanması olduğunu söylemek hastayı rahatlatır. Ayrıca problemlerinin "gerçek" olduğunu ve tedavi edilebileceğini bilmek hastanın endişesini giderebilir.

  • Ağrıyı tedavi etmek

Ağrı, kas spazmını teşvik edebilir, artan ağrı ve spazm kısır döngüsüne yol açabilir. Akut yaralanmalarda RICE rejimi yararlı olabilir:

  • Rest- İstirahat
  • İce- Buz tatbiki
  • Compression- Yaralı dokunun sıkıştırılması
  • Elevasyon- Yaralanan dokunun askıya alınması

Bunlara ek olarak antiromatizmal ilaç ve kremler kullanılabilir. Eğer basit önlemler yeterli olmamışsa, etkilenen bölgeye bir kotizon+lokal anestetik karışımı enjekte etmek yararlı olabilir. Akupunktur, ağrıyı hafifletmek için kullanılan başka bir yöntemdir. Ancak klinik değeri tartışmalıdır. Botulinum toksin enjeksiyonları, daha ucuz ajanların enjeksiyonundan daha üstün değildir.

Olay yeni ise ilk muayenede, ev programı şeklinde bir fizik tedavi ve egzersiz programı verilmelidir. Aerobik egzersizler, kuvvet antrenmanı ve germe programını birleştiren bir tedavi programı önerilmelidir.

Kronik yaralanmalarda bir fizik tedavi merkezinde formal bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı gerekir. Tedavi programının esası yine uygun bir egzersiz programıdır. Ancak aşağıdaki ajanlar yaralı dokunun iyileşmesine katkıda bulunabilir:

            Yüzeyel sıcak veya soğuk (Hot pack, infraruj, kriyoterapi gibi)

            Diatermi (terapötik US, HİL Terapi, kısa dalga, radar, manetik alan tedavisi gibi)

            Elektroterapi (Alçak ve orta frekanslı alternatif akımlar, galvanik akım

Lokal kortizon+lokal aneljezik enjeksiyonu kronik yaralanmalarda da etkili olabilir. Ayrıca bu hastalarda proloterapi, ozon enjeksiyonu, PRP (plateletten zengin plazma) enjeksiyonu gibi yöntemler de denenebilir.

  • Süreci (prognozu) açıklamak

Yumuşak doku yaralanmalarının çoğu kısa sürelidir iyileşme için birkaç gün ila birkaç ay arası bir zaman yeterli olabilir. Hastalığın seyri, mümkünse ilk muayenede açıklanmalıdır. Hastalar ayrıca, bu sürecin tedavi programının performansına bağlı olduğunu ve programa yanıtların teşhisin yeniden değerlendirilmesini gerektireceğini anlamalıdır.

Yumuşak doku yaralanmalarında ameliyat gereklimidir?

            Evet. Yumuşak doku yaralanmalarının tedavisinde ameliyat gerekebilir. Bazı durumlarda baskı altında sıkışan dokuyu rahatlatmak veya tamamen kopmuş dokuyu onarmak için ameliyat gerekir. Ameliyat bezen ilk tedavi yöntemidir veya acil ameliyat gerekir. Ancak genellikle ameliyatsız yöntemlerden yarar görmeyen hastalar için uygundur.