Parkinson Belirtileri Nelerdir?
Parkinson, günümüzde ileri yaşlarda en sık görülen hastalıklardandır. Günlük hayatı olumsuz etkileyen bu hastalık, kişinin hayatını oldukça zorlaştırmaktadır.
Beyindeki dopamin maddesi beyin hücrelerinin birbirleriyle haberleşmesini, koordinasyonunu ve kişinin hareketlerinin kontrolünü sağlayan, nöromodülatör rol oynayan bir moleküldür. Parkinson hastalığı bu maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucu ortaya çıkar. Dopamin seviyesinin anormal derecede düşmesi hareketlerde yavaşlama, titreme, kaslarda sertleşme, duruş ve denge bozuklukları, konuşma güçlüğü gibi belirtiler ortaya çıkarır.
Hastalık genellikle 40-75 yaşları arasında, sıklıkla da 60 yaşın üzerinde başlar. Yapılan araştırmalara göre 65 yaş üzeri hastalarda her 100 kişiden biri parkinson hastasıdır. Daha genç yaşta görülen hastalarda genellikle genetik faktörler rol oynar. Anne babada veya yakın akrabalarda parkinson öyküsü bulunan kişilerde hastalığın görülme oranı, toplumun geneline kıyasla daha yüksektir.
Tek Taraflı Omuz Ağrılarına Dikkat!
Hastalığın seyrinde beyin hücrelerinin normalden daha hızlı kaybedilmektedir. Parkinson genellikle sinsi başlar, belirtiler yıllar içinde ilerler. Bu nedenle kişi genelde hastalığın ne zaman başladığını söyleyemez. Zamanla semptomlar belirgin hale gelir ve daha da ilerledikçe kişinin günlük yaşam aktivitelerini yapması zorlaşarak işlevselliği azalabilir. En belirgin görülen semptomlar hareketlerde yavaşlama ve titremedir. Parkinson teşhisi koyulan hastaların yaklaşık yüzde 80’inde titreme görülür. El ve ayak gibi uzuvlarda başlayan titreme zamanla kol ve bacaklara yayılabilir. Hatta bazen dili, dudakları, çeneyi de etkileyebilir. Bu belirtilerin gözlemlenmesi durumunda vakit kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurulması gerekir.
Kaslardaki sertleşmeler nedeniyle tek taraflı omuz ağrısı da parkinson hastalığının erken belirtilerinden biridir. İlerleyen evrelerde denge kaybı ve düşmeler önemli bir sorun haline gelmektedir. Ayrıca harekete başlamada güçlük çekme ve aniden ayakları yere yapışmış gibi donup kalma da hastalarda rastladığımız bulgulardandır.
Hekim ve Hasta Yakınlarının İş birliği Önemli
Genel muayenede hastadaki belirtilere, hastanın tıbbi öyküsüne bakılarak parkinson tanısı koyulmaktadır. Parkinsonun uzun süreli, yavaş ilerleyen bir hastalık olması nedeniyle tedavide hastanın ve ailesinin hekimle uzun yıllar iş birliği yapması önemlidir. Bununla birlikte tedavi aşamasında hastanın eksik dopamin seviyesinin tamamlamasına yönelik uygun ilaç verilmekte ve bu ilaçların düzenli olarak kullanması beklenmektedir. İleri evrelerdeki hastalar ve medikal tedaviye yanıt vermeyenlerde cerrahi tedaviler iyi bir seçenek olabilir. Son yıllarda geliştirilmiş olan ve ülkemizde de uygulanan ameliyatlarla vücuttaki titremelerin giderilmesi ve hastaların yardıma ihtiyaç duymadan hayatını idame ettirebilmeleri sağlanıyor.
Parkinsonda tıbbi tedavinin yanı sıra egzersizin de önemi büyüktür. Fiziksel engeli olmayan hastalar hareketli bir yaşam tarzını benimseyerek uzun hastalık seyriyle daha iyi başa çıkabiliyorlar. Bu anlamda hastanın ihtiyaçları ve hareket kabiliyetleri doğrultusunda egzersiz yapması önerilmektedir. Egzersizin kişinin kendisini daha iyi hissetmesinin yanı sıra kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerinde de olumlu etkisi bulunmaktadır.