Türkiye Bu Hastalıkta Üçüncü Sırada

Türkiye Bu Hastalıkta Üçüncü Sırada14.07.2023

Türkiye’de 2023’ün ilk çeyreğinde artan kızamık vakaları toplum sağlığına tehdit oluşturuyor. Temasla bulaşan bu enfeksiyon hastalığı ve korunma yollarıyla ilgili alınabilecek bazı önlemler var.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) belirli aralıklarla Avrupa bölgesinin sağlık verilerini yayınlamaktadır. Yeni yayınlanan verilere göre 2022 nisanından 2023’ün mart ayına kadar olan sürede Türkiye kızamık vakalarında 3. sıraya yerleşmiş durumdadır. Özellikle ocak ve şubat aylarında pik yapan bu oranlar ülkenin kızamık salgınıyla karşı karşıya olup olmadığı noktasında önemli bir noktaya işaret eder.

Yılın ilk 4 ayı gibi kısa bir sürede, kızamık ön tanısıyla incelenen 2 bin kişiden bin 440’ının kızamık teşhisi laboratuvar sonuçlarıyla doğrulanmıştır. Hastalıkta aşısız ya da eksik aşılı bireyler çoğunluğu oluşturmaktadır.  Yetkililerce yapılan açıklamalar neticesinde vakaların büyük bir kısmının oldukça fazla göç alan İstanbul’da olduğunu bilinmektedir.

 

Virüsün Tek Kaynağı İnsan

Kızamık damlacık yoluyla ve kapalı alanda kalan damlacık çekirdekleri aracılığıyla bulaşır. Ateş, öksürük, burun akıntısı ve konjonktivitle karakterize edilen akut viral bir hastalık olarak tanımlanır. Göz akını örten şeffaf doku ve göz kapaklarının iltihaplanmasına konjonktivit denir. Eskiden sadece klinik bulgularla tanı konulabilen bu hastalığın teşhisinin günümüzde tanının laboratuvar bulgularıyla desteklenmesi gerekir.

Kızamık virüsünün tek kaynağı insan olduğundan eliminasyonu (vücuttan atılabilmesi) mümkündür. Tedavisi hastalığın kendisine değil, semptomlara yönelik olarak planlanır ve uygulanır.

 

Toplum Bağışıklığı Sağlanmalı

Kızamık özellikle kış ve ilkbahar aylarında görülür. Birçok komplikasyona yol açtığı bilinen kızamığa karşı en güçlü silah aşıdır. Özellikle Covid 19 salgını sonrası destekçisi çok artan aşı karşıtlığı, sekteye uğrayan aşı çalışmaları ve aşılanmamış göçmen nüfusu gerçeğiyle tüm Avrupa’da kızamık açısından tehlike oluşmuştur. Türkiye’de de yine benzer nedenlerle toplum bağışıklığı sağlanamamış durumdadır.

Kızamık aşısını reddeden aşı karşıtlığı söylemleri bilimsel çalışmalarla haksız bulunmuştur. Son yıllardaki otizm olgularında görülen artış bile kızamık aşılarıyla ilişkilendirilmiştir. Farklı ülkelerdeki araştırmacıların yaptığı çalışmalarla kızamık aşısıyla otizm arasında bir ilişki olmadığı kanıtlanmıştır.

 

Aileler Çocuklarını Mutlaka Aşılatmalı

Kızamık aşısının önemi yadsınmamalıdır. Aşı kızamığa bağlı ishalden, zatürreden ölümleri önler; komplikasyonlardan korunmayı sağlar. Aşılanan kişilerin ortalama yüzde 4-5 kadarında aşı cevabı gelişmediğinden aşısız toplum, aşılanan bireyler için de risk faktörü haline gelmektedir.

Toplumda kızamık endişesi sürerken ailelere çocuklarını aşılatmaları konusunda önemli bir sorumluluk düşmektedir. Türkiye’de kızamık aşısı 3 doz olarak uygulanır; 9’uncu, 12’inci aylarda ve 4 yaşında. Aşıdan 7-10 gün sonra döküntü, kırgınlık ve hafif ateş görülmesi normaldir. Hastalığı geçiren kişiyle temas varsa ilk 72 saat içinde yapılan kızamık aşısı koruyucudur.