Otizmi Yenmek Mümkün
Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğudur. Otizmin temel belirtileri arasında; dil-iletişim alanında belirgin gerilik, başkalarıyla göz teması kurmamak, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla ile istediği şeyi gösterememek, ortak dikkat kurmaktan güçlük çekmek, sallanmak, dönmek, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar gözlenmektedir.
Dünyada Her 68 Çocuktan Birisi Otizmli Doğuyor
Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artmaktadır. 1985 yılında her 2500 çocuktan birine konan otizm tanısı, 2001 yılında 250, 2013 yılında ise 88 çocuktan birine denk gelirken günümüzde doğan her 68 çocuktan biri otizmli olarak dünyaya gelmektedir.
Aileler Ne Yapmalı?
Çocuğunuz otizm tanısını aldığında anne-baba olarak en zor anlardan birini yaşadınız belki de. Ancak doğru aile yaklaşımı ve eğitim ile çoğu otizmli çocuğumuzda ciddi ilerlemeler görmekteyiz.
- Durumu kabullenin ve ileriye bakın: Çoğu çocuğumuzun ailesi maalesef tanıyı öğrenmelerine rağmen kabullenmek istemiyor ve özel eğitimi reddediyor. Farkında olmadan aileler çocuğa oldukça büyük bir kötülük yapıyor, her geçen süre aleyhimize işliyor, eğitime ne kadar erken başlanırsa, o kadar hızlı verim alınır.
- Pes etmeyin, vazgeçmeyin: Her çocuğun ilerleme hızı ve kapasitesi birbirinden farklıdır, doğru çalışıldığı takdirde her çocukta ilerleme görülür. Küçük adımlarla ilerleyeceğiz. Buna kendinizi hazırlayın. Bir beceriyi bir kaç hafta ya da ay çalışıpta olmayınca “olmuyor bu iş, bu çocuk ilerlemeyecek” diyerek vazgeçmeyin.
- Çalışmalarınızı kaydedin: Her gün çocuğunuzla hangi konuları ya da kavramları çalıştığınızı ve çocuğunuzun performansını tarihleriyle bir deftere kaydedin. Böylelikle ilerlemeleri daha net bir şekilde görebileceksiniz.
- Sade komutlar verin: Komut verirken, “Odaya gittikten sonra, yatağın üstünde mavi kaplı defter var, o defteri getir” gibi birden fazla cümle ile arka arkaya eylem içeren karmaşık komutlar vermeyin! Bu çocuğumuzun kafasını karıştırabilir. Olabildiğince sade ve net ve kısa komutlar verin.
- Tutarlı ve kararlı olun: Çocuğun davranış problemi sergilediği durumlarda taviz vermeyin. Kararlı ve tutarlı olun, sınırları net bir biçimde belirleyin.
- Başka çocuklarla değil, çocuğunuzu kendisiyle kıyaslayın: Dün nasıldı, bugün nasıl? 3 hafta önce ya da 1 yıl önce nasıldı? Şimdi nasıl? Yapılan en büyük hatalardan biri de aynı tanıya sahip diğer çocuklarla kıyaslamaktır. Bu son derece yanlıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi her çocuk farklı hızda ilerler ve kendine özeldir. Çocuğunuzu diğerleriyle değil, kendi geçmiş performansıyla kıyaslayın.
- Çocuğunuz konuşamıyorsa, onunla konuşmaktan vazgeçmeyin: Tepki vermediği için sizi anlamadığını düşünerek ya da nasıl olsa cevap veremez diye düşünerek onunla konuşmaktan vazgeçmeyin. Aksine olabildiğince onunla sohbet edin, ona anlatın, örneğin yolda yürüyorsunuz ve bir kedi gördünüz, “ aa bak Ahmet, bu bir kedi”, ya da evde bir iş yapıyorsunuz, mesela kapıyı açıyorsunuz “ bak şimdi kapıyı açıyoruuum, kapıyı açtım” şeklinde her türlü eylemi, nesneyi ona isimlendirin, söyleyin. Böylelikle nesnelerin, eylemlerin, canlı-cansız varlıkların isimlerini öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz. Bunun yanı sıra konuşabilmesi için yeterli veriye sahip olmasına yardım etmiş olursunuz.
- Sosyal ortamlara sokun: Maalesef diğer ailelerin tepkileri ve çocuğun davranış problemlerinden kaynaklı aileler eve kapanmak zorunda kalıyor ve çocuklarını dışarı çıkarmıyorlar. Oysa onlar sosyalleşmeyi dışarıda öğrenecekler. Elinizden geldiğince dışarı çıkarmaya çalışın. Dışarıda sosyal ortamlarda nasıl davranacaklarını sizin yardımınızla öğrenecekler. Gerekli yerlerde onu uyarın ve yönlendirin, ancak dışarı çıkmaktan vazgeçmeyin, bir süre sonra dışarıda nasıl davranması gerektiğini o da öğrenecek.
Dessie Tanman / Dil ve Konuşma Terapisti
Çakmak Erdem Hastahanesi