Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Kemik yoğunluğu (yani aynı hacimdeki kemiğin ağırlığı), 30-40'lı yaşlardan sonra her yıl %1 oranında azalır. Bu oran, menapoz sonrası kadınlarda daha hızlıdır. Kemiklerdeki bu azalmalar kırıkla sonuçlanabilir. Kadınların %50'sinde ve erkeklerin %21'inde, en az bir kemikte kemik erimesine bağlı kırık görülmektedir.
60'lı yaşlarda el bileği ve omuz kırıkları, 70'li yaşlarda bel ve sırt omurlarında çökme kırıkları ve 80'li yaşlarda kalça kırıkları tipiktir. Ancak her kemik kırılabilir. Kırıklar sadece kemik erimesi ile ilgili değildir. Yaşlanma ile birlikte kas gücünün azalması, dengenin bozulması, reflekslerin yavaşlaması ve eklem problemleri daha sık ve biçimsiz düşmelere ve kırığa neden olabilir.
Osteoporoz sinsi bir hastalıktır. Kırık olmadığı sürece sessizdir, hiç bir bulgu vermez. Ancak kırık olduğunda hasta uzun, ağrılı ve sıkıntılı bir süreçle karşılaşır, ciddi sakatlık ve ölüm riski, yüksek tedavi ve bakım maliyetleri ile karşı karşıya kalır. Yani kırıkların bireysel ve sosyal maliyetleri oldukça yüksektir. Bu nedenle kırıkların engellenmesi, yani osteoporozun kırık oluşmadan önce tedavi edilmesi gerekir. Tedavi için de teşhis gerekir. Ancak osteoporozu kesin olarak teşhis etmek güçtür. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü, kırık riski yüksek hastaların saptanmasını ve yüksek riski olanların tedavi edilmesini önermektedir. Kırık riski kemik yoğunluğu ölçümü (DEXA) ve ve bir anketle (FRAX) ölçülebilir. DEXA kolay ve nispeten ucuz bir tetkiktir. FRAX anketi Türkiyeye'de uyarlanmıştır ve internet ortamında, ücretsiz olarak kolayca uygulanabilir. DEXA'da T ve Z değerlerine bakılır. Yaşlılarda T değerinin (-2,5)'tan gençlerde ise Z değerinin (-2)'den düşük olması artmış kırık riskini gösterir. FRAX anketi ise gelecek 10 yıl içinde kalça ve önemli kırıklarlardan (el bileği, omuz, omurga veya kalça kırıklarından) herhangi birinin görülme riskini gösterir. Tek başına kalça kırığı riskinin %3'ten, önemli kırıkların görülme riskinin %20'den fazla olması artmış kırık riskini gösterir. Bu testler düşme riskini göstermez. Baş dönmesi, denge bozukluğu, kas gücünde azalma, eklemlerde kireçleme ve sinirlerinde zayıflama olan kişilerde düşme ve kırık riski daha yüksektir. Kırık riski yüksek olanlarda ilaç tedavisi gerekir. Tedavide kemik erimesini yavaşlatan veya yeni kemik yapımını uyaran ilaçlardan birini kullanmak gerekebilir. İlaçlara, 2-3 yıl kullandıktan sonra 1-2 yıl ara vererek, ömür boyu devam edilmesi önerilmektedir. Ancak en iyi tedavi egzersizdir. Uygun bir egzersiz programı sadece kemik erimesini engelemekle ve yeni kemik üretimini uyarmakla kalmaz, kas gücünü ve dengeyi geliştirerek düşme riskini de azaltır.