Hipertansiyonu Kontrol Altına Alarak Riskleri Azalt

Hipertansiyonu Kontrol Altına Alarak Riskleri Azalt31.07.2023

Hipertansiyon tüm dünyada en sık görülen kronik hastalıklardan biridir. Türkiye’de erişkinlerde toplum bazlı çalışmalarda hipertansiyon sıklığı yaklaşık %32 olarak tespit edilmiştir. Bu, toplumumuzda her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğu anlamına gelir. İleri yaşla birlikte her 2 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğu öngörülmektedir. Hareketsiz bir hayat, obezite, tuz tüketimi, tütün kullanımı gibi sebeplerle görülme sıklığı giderek artan hipertansiyon, kalp damar hastalığına bağlı ölümler için en yaygın risk faktörüdür ve önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hipertansiyona bağlı komplikasyonlar dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olmaktadır.

Beklenen hayat süresindeki uzamayla birlikte toplumda yaşlı nüfusu da artış göstermiştir. Bu durum hipertansiyon ve kalp damar hastalıklarında olduğu gibi beyin damar hastalıkları ve bilişsel fonksiyon bozukluklarında da artışa neden olmuştur. Hipertansiyon, günümüzde demans ve inme için temel bir risk faktörüdür. Ayrıca inme vakalarının %50’sinin hipertansiyon kaynaklı olduğu unutulmamalıdır. Bunların da  %80'i iskemik inme (beyin damarlarının tıkanması) şeklinde meydana gelirken, %20'si hemorajik inme (beyin kanaması) şeklindedir.

Beyne giden damarların tıkanmasına veya daralmasına bağlı olarak yaşanan inmeler genellikle konuşma bozukluğu, ellerde ve ayaklarda uyuşukluk, karıncalanma hissi, hareket kusuru, baygınlık gibi belirtilerle ortaya çıkmaktadır.  Özellikle uyanırken kan basıncı yüksek seyredenler ve izole sistolik hipertansiyonu olanlarda risk daha fazladır. Ayrıca kan basıncı değişkenliği artmış, yani gün içinde tansiyon dalgalanmaları yaşayan hastalarda beyin damar tıkanıklığı hasarı ve gizli inme olayları artış göstermektedir. Bu nedenle hipertansiyon hastalarında kan basıncı yüksekliğinin hastane ve ev ölçümleri ile ambulatuvar kan basıncı takibi (tansiyon holter) yapılarak belirlenmesi gerekir. Sonuçlara göre hastaya ait risk faktörleri de göz önünde bulundurularak tedavi ve takiplerin yapılması önemlidir.

Hipertansiyon hastalarının ara sıra ilaçlarını almadan önce 5-10 dakika istirahat edip, daha sonra tansiyon ölçümlerini yapmalarında fayda vardır. İlaç kullanıldığı halde büyük ve küçük tansiyonun ev ölçümlerinde belirtilen değerlerden yüksek çıkıyor olması, ilaçların yeterli gelmediğini gösterir. Bu durumda hastaların sabah ve akşam olmak üzere 3-5 gün boyunca tansiyon takiplerini yaparak, herhangi bir komplikasyondan kaçınmak için hekime başvurmaları önemlidir.

 

Vücudunuz Sizi Uyarıyor

Beyin kanaması, kanamanın şiddetine bağlı olarak nörolojik tablonun ağırlaşmasına neden olabilir. Bir hipertansiyon hastası daha önce hiç yaşamadığı çok şiddetli baş ağrısı yaşadığında, bulantı, kusma, konuşma bozukluğu, ellerde ve ayaklarda uyuşukluk, karıncalanma hissi, hareket kusuru gibi durumlarda vakit kaybetmeden bir acil servise başvurmalıdır.

Erken hipertansiyon tanısı, kişiye özel tedavi planının belirlenmesi ve takiplerde hedef tansiyon değerlerine ulaşılması, yukarıda bahsedilen beyin kanaması gibi ciddi komplikasyonların yaşanmaması için önemlidir. Ayrıca, kullanılan ilaçların yan etkilerinin de takip edilmesi gerekir. Erken tanı için sebepsiz baş, ense ve göz ağrısı gibi belirtiler gösterenlerde mutlaka tansiyon takibi yapılması, gerekirse tansiyon holter cihazı ile 24 saatlik takiplerin alınmasında fayda vardır.

 

Peki Hipertansiyon Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?

Aslında yalnızca hipertansiyon hastalarının değil, hepimizin sağlıklı bir hayat için özen göstermemiz gereken bazı konular vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde erişkin nüfusun yaklaşık %65’inin normal vücut ağırlığının üzerinde olduğu bildirilmektedir. Hasta fazla kiloluysa uygun kiloya inmesi, en azından ağırlığının minimum %5-10’u kadar kilo kaybının hedeflenmesi gerekmektedir.
  • Hipertansiyon hastalarının beslenmesinde ağırlıklı olarak sebze ve meyve, az yağlı besinler, tam tahıl, sebze kaynaklı protein ve haftada en az iki kez balık yer almalıdır. Çabuk tüketilen, işlenmiş ve aşırı yağ, rafine şeker ve tuz içeren yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Günlük sodyum alımı 5-6 g tuz ile sınırlandırılmalıdır. Türkiye’de yapılan çalışmalar günlük tuz tüketiminin günde 15-16 g ile oldukça yüksek olduğunu ve bunun hipertansiyonla ilişkisini kanıtlamıştır.
  • Hipertansiyon hastalarının sigara kullanmaması, kullanıyorsa mutlaka bırakması önerilir. Sigara bırakma kardiyovasküler riski azaltmada en etkili faktörlerden biridir. Verilere göre ülkemizde sigara içme oranı hala yüksektir. Sağlık Bakanlığı’na göre 15 yaşından büyük yetişkinlerin %31’i (yaklaşık 16 milyon kişi) halen sigara içmektedir.
  • Hipertansiyon hastalarının alkol kullanması da önerilmez. Eğer kullanıyorlarsa erkekler için günlük en fazla 20-30 gram etanol, kadınlar için ise 10-20 gram etanoldan daha fazlasını tüketmemeleri önerilir.
  • Hipertansiyon hastalarına yaş ve fiziksel kapasiteye uygun şekilde düzenli olarak aktivite yapmaları tavsiye edilir. Genel olarak haftada en az 5 kez, her biri 30 dakikadan az olmayan aktiviteler tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra gün boyunca hareketli bir hayat tarzı benimsemek de faydalı olacaktır.
  • Stres yönetimi için davranışların düzenlenmesi ve nefes egzersizleri gibi rahatlatıcı aktivitelerin yapılması önerilir.

Sözün özü yaygın ve önemli bir halk sağlığı sorunu olan hipertansiyon; erken tanı, doğru tedavi ve yakın takip gerektirmektedir. Bu sayede başta kalp damar hastalıkları, inme, beyin kanaması, böbrek yetmezliği olmak üzere birçok komplikasyondan korunmak mümkündür.