Her İki Kişiden Biri Hipertansiyondan Muzdarip

Her İki Kişiden Biri Hipertansiyondan Muzdarip22.05.2023

Kan damarlarında kalp atımlarıyla oluşan basınca tansiyon denmektedir. Eskiden 140/90 üzeri kan basıncı hipertansiyon olarak kabul edilirdi.  Artık 130/80 üzeri değerler de yüksek tansiyon olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Bu nedenle hipertansiyon hastalarının sayısı gün geçtikçe artış göstermektedir. Türkiye'de 40 yaş üzerinde her 3 kişiden biri, 50 yaş üzerindeyse insanların yarısı tansiyon hastasıdır.

Hipertansiyonda genetik yatkınlıklar önemlidir, ailede hipertansiyon öyküsü varsa kişi risk altındadır. Yaş ilerledikçe kan damarlarımız sertleşir ve daralır. Bu da kan basıncının yükselmesine neden olur. Ayrıca, kilo da hipertansiyonun en önemli risk faktörleri arasında yer alır. Aşırı vücut yağı, kalp ve damar sistemi üzerindeki yükü arttırır. Yüksek tuz tüketimi, stresli yaşam koşulları ve aktif ya da pasif sigara kullanımı da hipertansiyona neden olabilir.

Hipertansiyon hastalarında ciddi komplikasyonlar görülebilmektedir. Kronik seyreden hipertansiyon kalp büyümesine, felce, görme bozuklukları ve körlüğe, böbrek işlevlerini bozup böbrek yetmezliğine neden olabilir. En önemlisi de beyin kanaması ve kalp krizi riskini arttırır. Bunca etkisine rağmen yüksek tansiyon sinsi bir hastalık olarak adlandırılmaktadır çünkü belirtileri genellikle hasta tarafından fark edilememektedir. Tehlikeli olmasının sebebi de kişinin yüksek tansiyon hastası olduğunun farkında olmamasıdır. Bu nedenle hekimler hipertansiyonla mücadelede düzenli kontrollerin önemini sürekli olarak vurgulamaktadır.

 

Başarı Hastaya Bağlı

Halk arasında ilaçların bağımlılık yaptığı gibi yanlış inanışlar vardır. Hastalar kullandıkları ilaçların böbreklere ve diğer organlara zarar verdiğini düşünebilmektedir. Aslında organlara en büyük zararı tedavi edilmeyen ve kontrolsüz hipertansiyon vermektedir. İlaçlarını düzenli olarak kullanan ve sağlıklı bir yaşam konusunda özen gösteren bireylerde hastalık kontrol altına alınabilir. Hipertansiyonda başarı büyük ölçüde hastaya bağlıdır. Bu anlamda düzenli hekim kontrolü ve hastanın hekim tavsiyelerine uyması kilit rol oynar.

Tansiyon seviyelerinin düzenli olarak takip edilmesinin önemi büyüktür. Yaşam tarzını değiştirmek hipertansiyon hastalarının ilaç ihtiyacını azaltabilir. Yine de her şeyi mükemmel yapmanıza rağmen tansiyonunuz yüksek olabilir. Bu durumda ilaç dozajının artırılması gerekebilir. Ancak hastalar ilaçların kesilmesi veya dozajlarının değiştirilmesi konusunda doktor önerisi olmadıkça kesinlikle değişiklik yapmamalıdır. Hipertansiyon hastalarının bir tansiyon ölçüm cihazı edinmeleri önemlidir. Bilek yerine kol seviyesinden ölçüm yapan bir cihaz tercih edilebilir. Hastalara ilaçlarını almadan önce tansiyonlarını ölçmeleri önerilir.

 

Bu Besinler Hipertansiyondan Koruyor

Hipertansiyon hastalarının tansiyonlarını dengelemek için bazı besinleri mutlaka tüketmeleri gerekir. Hastalar kalsiyum, potasyum, magnezyum, gibi mineral yönünden zengin yiyecekleri beslenme düzenlerine dahil etmelidir. Özellikle muz yüksek oranda potasyum içerir. Yeşil yapraklı sebzelerin içerdiği nitrat tansiyonu düşürür. Ayrıca hastaların Akdeniz diyetiyle beslenme, düzenli egzersiz yapma, sigara, alkol ve tuz tüketimini azaltma gibi önlemleri alması hastalığın seyrini değiştirmede önemli rol oynar.

Herkesin bildiği üzere fazla tuz tüketiminin azaltılmasıyla hipertansiyonun etkileri baskılanabiliyor. Bu nedenle tuzsuz veya tuzu azaltılmış ürünleri tercih etmek gereklidir. Peynir, zeytin, salamura gibi ürünleri tüketmeden önce suyla yıkamak önemlidir. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar olarak soğan, baharatlar, limon, sirke, dereotu, biber, nane, sarımsak, fesleğen, kekik, maydanoz, gibi doğal malzemeler kullanılabilir.