Hapşırık Krizlerini Göz Ardı Etmeyin!
Çok sık hapşırma, burun tıkanıklığı ya da akıntısı, öksürük, gözlerde yaşarma gibi belirtilerle ortaya çıkan alerjik rinit mevsimsel grip ya da nezleyle karıştırılmamalıdır. Kişilerin alerjik riniti önemsemediği takdirde ileride astım hastası olarak hayatını devam ettirme riski de yüksek.
Bağışıklık sistemimiz, bizi enfeksiyonlara ve dış ortamdaki zararlı maddelere karşı korur. Zararlı maddelerin vücudumuza girmesini engelleyen bariyer sistemleri (deri, burun, ağız mukozası vb.) mevcuttur. Alerjide zararlı maddeler bariyer sistemlerimiz tarafından zararsız kabul edilerek vücüdumuza alınır. Böylece vücudumuzda kaşıntı, kızarıklık, gözlerde yaşarma, burun tıkanıklığı burun akıntısı, öksürük, hapşırık, nefes darlığı gibi belirtilerin tümü veya bir kısmı ortaya çıkar. Bu durum etkilenen kişi için zarar verici olabilir. Fiziksel uyaranlar ve stres gibi bazı faktörler vücudumuzun bağışıklık ve bariyer sistemini zayıflattığından alerjik olayların oluşmasını kolaylaştırır.
Ergenlik Dönemi ve Erişkinlerde Daha Sık Görülmektedir
Alerjinin tipi yaşa bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bebeklik ve çocukluk döneminde besin alerjisi ve hassas cilt sıklıkla karşılaşılan alerji tipi iken, ergenlik dönemi ve erişkinlerde alerjik rinit ve alerjik astım daha sık karşılaşılan alerji tipleridir. Alerji tek sebebe bağlı olarak gelişmez. Alerji gelişiminde birçok faktör rol oynar. Bu faktörler arasında en önemlileri genetik yatkınlık, alerjen maddeler ile erken dönemde karşılaşma, sigara ve hava kirliliğidir.
Alerjik hastalıkların şiddeti ve gidişi bireyseldir. Kişiden kişiye değişir ve birçok faktör tarafından etkilenir. Duygusal stres ve sigara dumanı alerjik yanıtın ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Anne babası alerjik olan çocukların alerjik olma olasılığı diğer çocuklara göre %60 daha fazladır. Burada koruma önlemleri ile çocuğun alerjik olması engellenebilir. Bu koruma önlemleri arasında hamilelik süresinde annenin sigaradan uzak durması, evdeki nem oranının azaltılması, ev tozu akarlarını azaltan hava filtreleri ve eleketrik süpürgeleri kullanılması, çocuğun ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesi, yumurta, balık, bal gibi alerji potansiyeli yüksek yiyeceklerin yaşamın ilk yılında verilmemesi, aşırı steril ortamdan kaçınılması gibi önlemler sayılabilir.
Ailesinde alerji öyküsü olan ve yukarıda saydığımız belirtileri tüm yıl boyunca veya yılın belli dönemlerinde yaşayan insanlarda alerjiden şüphelenilir. Tanı doktor tarafından, iyi bir öykü ve gerektiğinde cilt alerji testleri, kan testi ve solunum testi ile hangi maddeye alerjinin olduğu kesinleşitirilir. Günümüzde alerjiye neden olan en sık nedenler; polenler, ev tozu akarları, kedi tüyleri, nemli ortamda üreyen küfler, yumurta ve acılı baharatlı yiyeceklerdir.
Alerjik hastalıkların en etkin tedavisi alerjenden uzaklaşmaktır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ilaç tedavisi ve hayatı tehdit eden alerjilerde ise alerjene karşı duyarsızlaştırma tedavileri denenebilir. Bu tedavi yönteminde alerjen vücuda girilerek orta düzeyde verilir ve bu sayede vücudun bu alerjene karşı verdiği tepki azaltılmaya çalışılır.