Eyvah, Patoloji mi! Yoksa Kanser miyim?
Patoloji çoğu zaman hastalar tarafından kanser ile özdeşleştirilen, bu nedenle korku ile anılan bir bölümdür. Alınan bir biyopsinin patolojik incelemeye gönderilmesi, hastalarda kanser endişesi yaratmakta ve sonucun çıkış zamanına kadar hasta endişe ve sabırsızlıkla beklemektedir. Patoloji cerrahi bir branştır ve anlam olarak 'Hastalık Bilimi' demektir. Patolojik inceleme en basit olarak gönderilen materyalin hem çıplak gözle, hem de mikroskop yardımıyla hücresel düzeyde incelenerek başta kanser ve kanser öncüsü hastalıklar olmak üzere hücresel ve dokusal düzeyde bozukluk ya da düzensizlik oluşturan tüm hastalıklar açısından incelenmesidir. Kısaca patoloji anormal olanı arar. Anormali bulunca da bunu tanımlar, sınıflandırır ve evrelendirir. Özellikle tümör ameliyatlarında patolojik inceleme tümörün evrelendirilmesi açısından çok kritik bir öneme sahiptir.
Vücuttan alınan her doku / organ patolojiye gönderilmeli mi?
Evet. Çünkü bazen hayat bize kötü sürprizler yapabilir. Örneğin apandisit nedeniyle alınan bir appendikste, tesadüfen karsinoid tümör ya da taş nedeniyle safra kesesi ameliyatı olan hastada safra kesesi kanseri bulunabilir. Nasılsa tanısı belli diyerek bu materyaller patolojiye gönderilmezse sonuçlar telafisiz olabilir. Özetle vücuttan çıkan her doku ve organ mutlaka patolojik incelemeye gönderilmelidir.
Alınan biyopsi hangi aşamalardan geçer?
Ameliyathane veya klinik ortamında alınan dokular patoloji laboratuvarına ulaştırıldığında kayıt işlemlerinin ardından çıplak gözle incelenir ve patoloji uzmanı tarafından uygun görülen kısımlarından örnekler alınır. Alınan bu doku örnekleri doku takibi denilen ve esasen dokunun sırasıyla bir çok solüsyondan geçirilerek parafine gömme ve kesit işlemlerine hazırlama amacını güden bir dizi aşamadan geçirilir. Doku takibi çeşitli merkezlerde farklılık göstermekle birlikte genellikle 12-16 saat arası bir sürede gerçekleşir. Lam üzerine alınan doku kesitleri uygun boyalarla boyanarak incelemeye hazır hale getirilir. Patolog dokuları numara sırasına göre tek tek ışık mikroskobunda inceleyerek doku ve hücrelerdeki patolojiyi tanımaya ve mevcut hastalığın tanısını koymaya çalışır. Sadece biçimsel incelemenin tanı için yeterli olmadığı durumlarda histopatoloji, immünhistopatoloji, genetik ve moleküler biyoloji yöntemlerinden faydalanılır.
Patolojik inceleme süresi neden bu kadar uzun?
Patolojik inceleme süresi birçok etkene göre değişmekle birlikte ortalama 2-7 gün arasında değişmektedir. Bunda dokunun niteliği, şüphelenilen hastalığın tanısal güçlüğü, merkezdeki vaka yoğunluğu büyük rol oynamaktadır. 2 günde çıkabilecek vaka olduğu gibi tanı verme süreci 10-15 günü bulabilen vakalar da olabilir. Bu açıdan patolojik inceleme için bir standart oluşturulamaz. Bazı yağ dokudan zengin büyük parçaların sadece fiksasyonu bile birkaç gün sürebilmektedir ya da kemik gibi sert dokular birkaç gün boyunca asit çözeltisi içerisinde bekletilmektedir. Bazı vakalarda ise bulgular spesifik bir hastalık için yönlendirici olmayabilir. Böyle durumlarda dokuyu çok detaylı incelemek, pek çok kez yeni kesitler hazırlamak, ek ileri tetkikler yapmak (histokimya, immünhistokimyasal, genetik çalışma) ve gerekirse bir başka patoloğun fikrine danışmak (konsültasyon) gerekecektir. Bu nedenle değerlendirmenin sonuçlanması uzayacaktır. Vakanın erken çıkması için yapacağınız her baskı son derece hassas olan bu aşamaların aceleye getirilmesi ve hatta yanlış tanı konulması sonucuna kadar götürebilir.
Frozen Section (İntraoperatif Konsültasyon) neden yapılır?
Bazen operasyon öncesi hastanın mevcut hastalığı için kesin bir tanı verilemez. En uygun olanı hastayı ameliyata alıp kitlenin durumunu görmek ve ameliyat esnasında parça alınarak inceleme için patoloğa göndermektedir. Patolog, gelen parçayı hızlı bir şekilde dondurma, kesim ve boyama aşamalarından geçirerek, mümkün olan en kısa sürede cerrahın istediği yanıtı verir. Patoloğun verdiği tanıya göre ameliyatın gidişatı belirlenir.
Patolojik inceleme objektif bir değerlendirme midir?
Maalesef hayır. Patolojik inceleme diğer laboratuvar branşlarına göre değerlendiricinin yorumuna, bilgisine ve tecrübesine dayanan bir incelemedir. Bu nedenle belli kurallar dışında standardizasyon pek mümkün değildir. Her merkeze göre değişebilen kriterler ve rapor formatları olabilir. Patologların kendi içinde bile tanısal çelişkiye düştükleri durumlar hiç de nadir değildir. Major tanısal farklılıklar olmadığı sürece patologlar arası değerlendirme farklılıkları alınan eğitime, tecrübe ve deneyime göre değişebilen olağan bir durumdur.
Uzm. Dr. Işık İkbal Barış / Patoloji
Çakmak Erdem Hastahanesi