Diyabetin Göz ve Görmeye Zararları
Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir?
İnsülin salınımı veya insülin etkisinin yetersizliğine bağlı olarak kan şekerinin artmasıyla (hiperglisemi) kendini gösteren metabolik bir hastalıktır.
Kaç Çeşit Diyabet Vardır?
1) İnsuline bağlı diyabet, tip 1 olarak da bilinmektedir. Sıklıkla 10 ile 20 yaşları arasındaki insanlarda gelişmesine rağmen, daha yaşlı insanlarda da ortaya çıkabilir.
2) İnsuline bağlı olmayan diyabet, tip 2 olarak da bilinmektedir ve sıklıkla 50 ile 70 yaş arasındaki insanlarda gelişir.
Diyabet göz de dahil olmak üzere birçok organımıza zarar verebilmektedir. Diyabetin yol açtığı göz sorunları gelip geçici görme bozukluklarından, çift görmeye, körlük yani kalıcı görme kaybına kadar geniş bir yelpazede yer alır. Diyabetlilerde katarakta daha sık ve daha erken yaşlarda rastlanır. Ancak hastanın görmesini etkileyecek başkaca bir göz sorunu yoksa son derece başarıyla gerçekleştirilen katarakt ameliyatı sonrasında hasta iyi bir görmeye sahip olmaktadır.
Diyabete bağlı görülen körlüğün en sık nedeni ise “Diyabetik Retinopati”dir. Diyabet, gözün özellikle sinir tabakasını (retina veya ağ tabaka) ve bu tabadaki kılcal damarları etkileyerek çalışmasını bozmakta ve görme kayıplarına yol açmaktadır. Şeker hastalığına bağlı retina bozukluklarına diyabetik retinopati adı verilmektedir. Kör olma riski şeker hastalıklarında, şeker hastası olmayanlara göre 25 kat daha fazladır.
Diyabetik Retinopatinin Sebepleri Nelerdir?
Diyabetik retinopatinin meydana gelmesinde rol oynayan risk faktörlerinin başında şeker hastalığının süresi gelmektedir. Şeker hastalığının süresi artıkça gözde hasar yapma riski de artar. Özellikle diyabet tanısından 10 yıllık süreden sonra retinopati görülme sıklığı artmaktadır. Tip 1 veya insüline bağımlı genç diyabetiklerde ergenlik çağından sonra retinopati görülme sıklığı artmaktadır. Kan şekeri kontrolü önemli bir faktördür. Kan şekerinin düzensiz seyretmesi, ani kan şekeri yükselmesi ve düşmesi, retinanın bozulmasını ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırmaktadır. Bununla birlikte, iyi bir metabolik kontrol gözde hasar yapma riskini ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca gebelik, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği (hiperlipidemi),böbrek hastalığı, kansızlık (anemi) ve sigara kullanımı şekerin göze zararını ağırlaştıran diğer faktörlerdir.
Diyabet Gözde Ne Gibi Hasarlar Yapmaktadır?
Şeker hastalığı retinadaki kılcal damarların yapısını bozmakta, hücre kaybına yol açarak damar geçirgenliğinin bozulmasına, sarı nokta bölgesinde sıvı (ödem) ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına sebep olur. Retinada kendiliğinden kaynayabilen yeni hassas damarlar oluşabilir. Bu yeni oluşan hassas damarlar retinanın önünde ve içinde kanamalar oluşturarak gözün arka boşluğuna sızabilir. Retinada damarlı zarlar oluşarak retina dekolmanı da oluşturabilmektedir. Hastalığın daha ileri evrelerinde de ağrılı göz içi basıncı yükselmesi (glokom) ortaya çıkabilir. Hastalık ve komplikasyonları tedavi edilmezse körlükle sonuçlanabilmektedir.
Diyabetik Retinopati Önlenebilir mi?
Diyabetik retinopatinin gelişiminin veya varlığında ilerlemesinin önlenmesi için uzun yıllardır araştırmalar sürdürülmektedir. Umut verici çalışmalar olsa da henüz bu amaçla kullanabilecek kesin önleyici bir ilaç tedavisi yoktur. Ancak diyabetik retinopatiye bağlı görme kaybını erken tanı, düzenli takip ve de kan şekeri kontrolünün sağlanması ile önlemek mümkündür. Kan şekeri kontrolünün hem tip 1 diyabetli hem de tip 2 diyabetlilerde diyabetik retinopatinin gelişiminin geciktirilmesi ve erken evrelerde ilerlemesinin yavaşlatılmasında etkili olduğu uluslararası ve çok merkezli büyük çaptaki çalışmalarla gösterilmiştir.
Hastalar Hangi Şikayetlerle Göz Doktoruna Başvurur?
Diyabetik retinopati en erken evrelerde hiçbir şikayete yol açmaz. Hatta ileri evrelere kadar hastanın görme şikayeti olmayabilir veya görme kaybı yavaş ilerlediğinden kişi günlük yaşamını etkileyecek derecede görme bozukluğu gelişene kadar farkına varmayabilir. Hastalarda, genellikle yavaşça ilerleyen görme azalması olabileceği gibi ani görme kayıpları da olabilir. Bu da, şeker hastalarının muayenelerinin, diyabet uzmanı ile birlikte göz doktoru tarafından yapılmasının önemini göstermektedir. Erken teşhis ve tedavi ve sık kontrollerle birçok diyabetli hastada ciddi görme kayıpları engellenebilmektedir. Zaten diyabetlilerde göz muayenesinin amacı hastanın şikayetleri ortaya çıkmadan diyabetik retinopatinin saptanması ve görmeyi tehdit edecek hale geldiğinde müdahale edilerek görme kaybının engellenmesidir.
Diyabet Hastalarının Ne Sıklıkla Göz Muayenesi Olması Gerekir?
Şeker hastalarında retina normal ise yılda bir kez muayene yapılmalıdır.
Retinopati başladığında ise takip süresi 3-4 aylık sürelere indirilebilir.
Şeker hastalarında; gençlerde ergenlik çağından itibaren, 30 yaşından sonra ortaya çıkan bireylerde ise teşhis konulduğunda mutlaka göz muayenesi yapılmalıdır.
Op. Dr. Sinan Yakut / Göz Hastalıkları Uzmanı
Çakmak Erdem Hastahanesi