Anksiyete Nedir?

Anksiyete Nedir?12.06.2023

Hayatın koşuşturması içinde zaman zaman kaygılı hissetmek normal kabul edilir çünkü hepimiz günlük yaşamımızda pek çok şeyden korkar ve endişeleniriz. Her birey belli zamanlarda kaygıyı deneyimleyebilir, bu aslında normaldir. Örneğin, önemli bir sınava gireceğimizde, bir sunum yapacağımızda ya da bir mülakata gireceğimizde kaygılanabiliriz. Ancak, bu hissi yoğun ve sık sık yaşayan kişilerde endişe genellikle gerçekçi olmayabilir. Bu durum, bu insanların günlük aktiviteleri ve iş hayatındaki performansını olumsuz yönde etkileyebilir ve aile ve sosyal yaşantılarında sorunlara yol açabilir.

“Anksiyete ne demek” sorusuna direkt olarak kaygı yüksekliği demek doğru değildir. Aslında kaygı, tehlikeli durumları fark etmemize yardımcı olur ve dikkatimizi odaklar, böylece güvende kalabiliriz. Ancak anksiyete halindeki kişilerde hissedilen korku sürekli devam eder ve kişiyi rahatsız eder. Bu durum huzursuzluk, terleme ve hızlı kalp atışları gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

 

Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Türkiye, dünyada depresyon ve anksiyete vakalarının en yüksek oranda arttığı ülkelerden biridir. Anksiyete bozukluğu kişinin günlük yaşamıyla ilgili belirgin bir sebep olmaksızın aşırı ve abartılı endişe duymasıyla karakterize edilen bir psikiyatrik durumdur. Bu bozukluğa sahip bireyler sürekli olarak felaket beklentisi içindedirler. Genelleşmiş anksiyete bozukluğu olarak adlandırılan bu durum, en az 6 ay ve haftanın büyük bir bölümünde süren aşırı anksiyeteyle kendini gösterir ve normal anksiyete durumundan farklılık gösterir. Kişinin bu durumu kontrol etmesi zor olabilir.

Ancak anksiyete bozukluğu çeşitli tedavi seçenekleriyle yönetilebilir. Kişi, tedavi sürecinde anksiyeteyle nasıl başa çıkması gerektiğini öğrenerek günlük yaşamını daha sağlıklı şekilde sürdürebilir. Önemli olan doğru tedavi yöntemlerinin belirlenmesi ve terapilerle desteklenmesidir. Bu sayede anksiyete semptomları kontrol altına alınabilir ve hayat kalitesi artırılabilir.

 

Sosyal Anksiyete Nedir?

Sosyal anksiyete, bireyin sosyal etkileşimler sırasında deneyimlediği rahatsızlık, endişe ve korku durumudur. Bu durum aynı zamanda sosyal fobi olarak da bilinir. Kişinin yabancılarla etkileşim kurması veya başka bir kişi tarafından gözlemlenmesi gereken sosyal durumlarda belirgin ve sürekli bir korku yaşaması en önemli belirtisidir. Sosyal fobinin nedenleri arasında ebeveynlerin kontrolcü, kıyaslayıcı ve eleştirel tutumlarından kaynaklanan psikolojik, fizyolojik ve çevresel faktörler bulunabilir.

Sosyal anksiyete oldukça yaygın bir ruhsal rahatsızlıktır. Özellikle ön ergenlik ve ergenlik döneminin sonlarında (10-17 yaş) daha sık gözlemlendiği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar kadınlarda sosyal fobiye daha sık rastlandığını göstermektedir, erkeklere kıyasla kadınlarda görülme oranı yaklaşık olarak 1,5 kat daha yüksektir.

Sosyal fobinin tanısı ve derecesinin belirlenmesi için özel olarak hazırlanmış bir sosyal anksiyete testi kullanılarak kişinin kaygı düzeyi değerlendirilir.

 

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğu belirtileri hem fiziksel hem de ruhsal olarak ortaya çıkabilir. Genel olarak anksiyete bozukluğunda görülen belirtiler şunlardır:

  • Soğuk veya terli eller,
  • Ağız kuruluğu,
  • Nefes darlığı,
  • İrritabl bağırsak sendromu,
  • Baş ağrıları, baş dönmesi ve bayılma hissi,
  • Karın ağrısı ve mide bulantısı,
  • Uyku bozukluğu ve kabuslar,
  • Kontrol edilemeyen, takıntılı düşünceler,
  • Panik, korku ve huzursuzluk hissi,
  • Kontrolü kaybetme korkusu
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Uyuşukluk ve sersemlik

Bu semptomlar uygun tedavi yöntemleri ve terapilerle kontrol altına alınabilir.

 

Sosyal Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Sosyal fobi yaşayan bireyler, kalabalık ortamlarda, telefonla konuşurken veya başkalarıyla yemek yerken kaygı seviyesinin arttığını deneyimler. Konuşma sırasında yanlış anlaşılmak veya söylediklerinin olumsuz algılanması, sohbete katılmakta zorluk çekmek veya katıldığında görmezden gelinme korkusu gibi endişeler yaşayabilirler. Bu durum hem yakın çevreleriyle olan ilişkilerinde hem de tanımadıkları kişilerle karşılaştıklarında ortaya çıkabilir. Hatta bazen bu endişeler nedeniyle bu tür ortamlara giremezler.

Sosyal anksiyete bozukluğu olan bireyler genellikle utangaçtır ve göz temasından kaçınır. Bu duruma fiziksel olarak kendini beğenmeme, kendisine gösterilen sevgiyi hak etmediğini düşünme, hata yapmaktan çekinme gibi duygular neden olabilir. Ayrıca, mükemmel olma arzusu, birisiyle tanışma korkusu, çalışırken başkası tarafından izlenme rahatsızlığı gibi belirtiler de sosyal anksiyetenin diğer göstergeleridir. Bu semptomlar tedavi edilmezse bireyin aile, kişisel, sosyal ve mesleki hayatını önemli ölçüde etkileyebilir.

 

Anksiyete Krizi Nasıl Olur?

Anksiyete krizi nedir, sorusuna cevaben, kaygı bozukluklarının çok şiddetli boyutlara ulaştığı durumlar anksiyete krizi olarak adlandırılır. Bu ataklar sırasında çarpıntı, yüksek tansiyon, titreme gibi fiziksel belirtilerin yanı sıra akıl sağlığını yitirme korkusu, çaresizlik, mahvolmuşluk hissi gibi duygular ortaya çıkabilir. Kişi yaşamının sona erdiği hissine kapılır ve bu durumdan kurtulmak için kaçış yolları arar. Anksiyete fiziksel belirtilerinin yoğun olarak hissedildiği durumlarda yapılması gereken şey doğrudan hastaneye gitmek ve sağlık profesyonellerinden yardım almaktır.

Kriz anında kişi bu durumun hiç geçmeyeceğine inanarak daha da panikleyebilir. Eğer vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulursa, doktorun vereceği anksiyete ilaçları veya sakinleştiriciler kişiyi sakinleştirebilir.

 

Anksiyete Nasıl Geçer?

Anksiyete tedavisine ilaçların yanı sıra uygulanabilecek çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Uzmanlar, psikoterapi ve gevşeme terapilerinin anksiyete bozukluklarında faydalı olduğunu görüşündedir. Özellikle psikoterapi anksiyete tedavisinde yaygın olarak kullanılır ve kaygıya neden olan durumlarla başa çıkarken olumsuz duyguları olumlu duygularla değiştirmeyi hedefler. Gevşeme terapisi, yoga ve meditasyon gibi yöntemlerle de daha sakin bir duygu durumuna sahip olmak mümkündür.

Bunların yanı sıra, bireyin anksiyete yaşadığı durumlarda kendi başına yapabileceği bazı şeyler de vardır. Örneğin kişi 3-3-3 kuralını uygulayarak sakin kalmaya çalışabilir. Bu kural, etrafınızdaki 3 şeyi söylemek, duyduğunuz 3 şeyi tanımlamak ve bedeninizin 3 bölümünü hareket ettirmek (örneğin bileklerinizi, parmaklarınızı ve kollarınızı oynatmak) şeklindedir. Ayrıca, gelecekte olabilecek olaylara odaklanmak yerine şimdiki zamana odaklanmayı denemek de anksiyete belirtilerini azaltılabilir.

Anksiyetenin ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını tahmin etmek mümkün olmasa da, endişeyi azaltmak ve stresten daha az etkilenmek için alınabilecek bazı önlemler vardır. Keyif alınan aktivitelere yönelmek ve sevilen insanlarla vakit geçirmek zihnin rahatlamasını sağlar. Zararlı madde ve aşırı kafein kullanımından kaçınmak, düzenli uyku alışkanlığı edinmek, egzersiz yapmak da anksiyetenin etkilerini azaltmaya yardımcı olur.