Koroner Arter Hastalığında Risk Faktörleri
Sağlıkta ve teknolojide yaşanan ilerlemelerle birlikte yeni hastalık türleri ortaya çıkmakta, bazı hastalıklar ortadan kalkmakta, bazılarının önemi azalmakta ya da artmaktadır. Kalbi besleyen koroner damarların (koroner arter hastalıkları) da ilerleyen yaşla birlikte sıklığı artan bir hastalık olması ve dünyada teşhis yönünde ilerleyen teknolojiler sebebiyle son yıllarda daha sık görülür olmuştur. Bunun dışında hastalığın görülme riskini artıran bazı faktörler vardır. Oldukça tehlikeli sonuçlara sebep olabilen koroner arter hastalığı risk faktörleri şöyle sıralanabilir:
- İleri yaş
- Erkek cinsiyet (Kadınlarda menopoz sonrası sıklık artmakta, daha ileri yaşlarda erkek kadın cinsiyet riskleri benzer olmaktadır.)
- Ailede kalp hastalığı olanlar (Özellikle ailede bayanlarda menopoz öncesi ya da erkek bireylerde 50 yaş öncesi koroner damar hastalığı teşhis edilmiş ise)
- Şeker hastalığı
- Sigara kullanımı
- Fazla kilolu olmak, özellikle bel çevresi fazla olması
- Kolesterolden zengin diyet
- Hareketsiz yaşam
- Stresli yaşam
Bazı risk faktörlerini değiştirme olanağı yoktur bunlara değiştirilemez risk faktörleri denilir. Örneğin; yaş, cinsiyet, aile hikâyesi gibi. Bazıları da değiştirilebilir risk faktörleridir; sigara kullanımı, diyet gibi. Koroner arter hastalığına karşı önlem almak için değiştirilebilir risk faktörlerini ortadan kaldırmak ya da kontrol altına almak önemlidir. Sigaradan uzak bir yaşam, kilo kontrolü, uygun fiziksel egzersiz, uygun diyet, tansiyon kontrolü, düzenli kardiyoloji takipleri hastalıktan korunmada ve de erken teşhiste önemlidir.
Ateroskleroz Nedir?
Koroner arter damarları, ateroskleroz denilen damar sertliği, damarlarda kireçlenme, damar iç duvarlarında plak denilen durumların oluşması ile daralmaktadır. Daralan damar, kalbin kas grubuna kan geçişini azaltmakta ya da engellemektedir. Kalbin gereksinimi olan kan miktarından daha az miktarda kan gelmesi ile sürekli çalışan kalp kasında kanla beslenme azaldığından dolayı uyarı mekanizmaları devreye girmektedir. Önce ara ara göğüste sıkışma hissi ağrı gibi şikâyetler olmakta, bu durumun devam etmesi durumunda ise kalp krizi ve beraberinde hastayı ani şok durumuna getirebilecek ya da ölümüne neden olabilecek tansiyon düşüklükleri, kalp ritm sorunları görülebilmektedir.
Şeker Hastalarında Sessiz Kalp Krizine Dikkat
Her kalp hastasında aynı şikâyetler görülmez. Özellikle şeker hastalarında sessiz kalp krizi adlandırılan durum sık görülmektedir. Bu hastalar, kalp krizi geçirdiğinin farkında olmamaktadır; ancak kalp krizi sessiz geçiriliyor diye daha az tehlikeli değil aksine daha fazla risklidir, hasta kriz geçirdiğinin farkında olmayıp kendini zorlamaya devam ederse ani ölüm görülmesi de mümkündür. Bu nedenle özellikle şeker hastalığı olanlar dâhil, risk grubundaki herkes düzenli kalp muayenesi olmalıdır.