Kalp Deliklerinin Kapatılması
Kalp Deliği Nedir?
Kalp deliği, kalp odacıkları arasında yer alan duvarlarda görülen boşluklara verilen isimdir. Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %1’inde kalp hastalığı görülür, kalp delikleri de bu hastalıklar arasında en çok görülenlerden biridir. Bebeklerde kalp deliği doğuştan gelmektedir, sonradan oluşmaz.
Kalp Delikleri Neden Oluşur?
Kalp deliklerinin neden oluştuğu kesin bilinmemekle beraber; çevresel ve genetik faktörlerin etkili olduğu tahmin edilmektedir. Gebelik döneminde karşılaşılan enfeksiyon, diyabet gibi sorunlar, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı veya kromozoma bağlı yapısal bozukluklar kalp deliğine sebep olabilecek faktörler arasındadır.
Kalp Deliği Çeşitleri Nelerdir?
Kalp deliklerinin üç çeşidi vardır. Bunlar; kalbin karıncıkları arasındaki delikler (entriküler septal defektler, VSD), kulakçıkları arasındaki delikler (atrial septal defektler, ASD), kulakçıklar ve karıncıklar arasında yer alan geniş deliklerdir (atrioventriküler septal defektler, AVSD). Kalp deliğinin bir başka çeşidi de foramen ovale adı verilen, kalp kulakçıkları arasında yer alan açıklıktır. Anne karnındaki bir bebekte foramen ovale görülmesi normaldir, bu açıklık doğumdan sonra kendi kendine kapanır. Nadir olarak bazı bebeklerde doğumdan sonra da kapanmaz ve bu duruma patent foramen ovale (PFO) denir. PFO, genellikle bulgu vermediği ve herhangi bir sorun yaratmadığı için müdahale gerektirmez.
Aort ile akciğer atardamarı arasındaki damarsal açıklıkların normalde doğum sonrası kapanması gerekir. Ancak bazı bebeklerde bu açıklık kendi kendine kapanmaz ve sorun yaratabilirler (patent duktus arteriozus, PDA), bu sebeple dışarıdan müdahale ile kapatılmaları gerekebilir. Bütün bu delikler tek başlarına olabilir, birkaçı bir arada da bulunabilir veya doğuştan gelen kompleks kalp hastalıklarında bozukluğun bir parçası olabilmektedir. (Fallot tetralojisi, büyük damarların transpozisyonu gibi)
Kalp Deliği Belirtileri Nelerdir?
Kalp delikleri küçük boyutlarda olduğu takdirde herhangi bir belirti vermezler. Bu sebeple aileler tarafından anlaşılamazlar. Bazı kişilerde yıllarca belirti vermeyen bu delikler, bazı kişilerde de doğduğu günden itibaren kendini belli ederler. Bebeklerde morarma, emerken yorulma, emmeyi becerememe, sık nefes alma; çocuklarda ise efor kapasitesinde azalma, çabuk yorulma, göğüs ağrısı, bayılma, çarpıntı en çok görülen kalp deliği belirtileri arasındadır.
Yetişkinlerde ise en sık görülen belirtiler; spor yaparken ortaya çıkan nefes darlıkları, halsizlik, bacaklarda, ayaklarda ya da karında şişme, felç, kalpten stetoskopla duyulabilen ses gelmesi, ritim bozukluğu ve çarpıntıdır.
Kalp Deliklerinin Tedavisi
Kalp deliklerinin kapatılması için günümüzde iki seçenek vardır. Bunlar; ameliyatlı veya ameliyatsız yöntemlerdir. Bu yöntemlerden hangisinin seçileceğine kardiyoloji uzmanları karar vermektedir. Kalp deliği kapama ameliyatı, göğüs açılması açık kalp ameliyatı olarak yapılmaktadır. Klasik açık cerrahinin yanı sıra sıkça tercih edilen bir diğer yöntem de minimal invaziv cerrahidir. Minimal invaziv cerrahi yöntemde göğüs kemiği kesilmeden, göğüs yanından ve koltuk altından küçük kesilerle kalp deliği ameliyatı başarılı bir şekilde yapılabilmektedir.
Ameliyatsız yöntemde ise kalp deliklerinin kapatılması için, kalp durdurulmadan işlem yapılır, bu esnada kateter kullanılır. Ameliyatsız yöntemde vücut dokusu zamanla deliğe yerleştirilen kateterin üzerini kendiliğinden kapatır.
Kendisi veya bir yakını bu hastalıktan muzdarip olanlar en çok “Kalp deliği kendi kapanır mı?” ve “Kalp deliği büyür mü?” gibi soruları merak etmektedirler. Öncelikle ASD olarak adlandırılan kalp kulakçıkları arasında yer alan delikler erken çocukluk döneminde kendiliğinden kapanabilmektedir. Ancak bu dönem geçtikten sonra kendiliğinden kapanma görülmez mutlaka tedavi olunması gerekir.
Bir diğer soruya gelinecek olursa, kalp delikleri zamanla büyümez, aynı şekilde kalırlar. Çok küçük delikler kişide herhangi bir probleme sebep olmaz ancak büyük boyutlu delikler mutlaka kapatılmalıdır.