Check-Up İçin Geldi, 2 Operasyon Geçirdi
56 yaşındaki Şerif Yıldız geçtiğimiz hafta eşiyle birlikte check-up yaptırmak için hastahanemize geldi. 3 yıl önce ani kalp kriziyle kardeşini kaybeden, geçtiğimiz aylarda da yakın arkadaşının geçirdiği kalp krizi sonrası herhangi bir şikayeti olmamasına rağmen, düzenli sağlık kontrollerinin önemini fark ederek check-up yaptırmaya karar veren Şerif Bey, geçirdiği kontrollerden sonra kalbindeki ana damarda genişleme olduğunu öğrendi.
Hızlı bir planlamayla check-up işlemlerinin ertesi günü anjiyo olan hastamız, bir sonraki gün de Kalp Damar Cerrahisi Kliniğimizde geçirdiği ameliyatın ardından bugün, sağlıkla taburcu oldu.
Hastamızın operasyonunu gerçekleştiren Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oral Hastaoğlu, hastanın öyküsü ve tedavi yöntemi hakkında bilgilendirdi: “Hastamızda kendisinin de belirttiği gibi şikayete yol açmayan, check-up programları sırasında yakalanan asendan aort anevrizması (kalpten çıkan ana damarda balonlaşma) mevcuttu. Normalde 2,5-5 cm olan bu damar çapı 5-5,5 cm olduğunda ameliyat edilmesi gerekir. Hastamızda ise 6,8 cm’di. Bu tür anevrizmalar tedavi edilmediğinde diseksiyon denilen damarda yırtılmaya ve ani ölüme yol açabilmektedir. Ailede herhangi bir bireyde bu tür bir aort genişlemesi varsa diğer bireylerde görülme sıklığı artmaktadır. Yaşamını kaybeden birçok hastada bu durum maalesef kalp krizi ile karıştırılır. Bu da diğer bireylerin tanısını güçleştirir. Bu sebeple ailede damar genişlemesi (aort anevrizması), marfan hastalığı, doğuştan aort kapağının 2 yaprakçıklı olması (biküspit aort kapak) gibi öyküler varsa özellikle bu kişilerin rutin Kardiyoloji Check-Up programlarını yaptırmaları önemlidir.
Hastamız Şerif Bey’de damar genişlemesine (anevrizmaya) ek olarak, aort kapak yetmezliği ve aort kökünde de genişleme tespit edildi. Kendisine Bentall operasyonu uygulandı. Aort kapağı, aort kökü ve aortası değiştirildi. Kalbi besleyen damarlar suni damarın üzerine taşındı.
Bu tür ameliyatlar göğüs kemiği tam kesilerek yapılırken, merkezimizde minimal invaziv dediğimiz 7-8 cm’lik yarım kesilerle yapılmaktadır. Bu yöntem sayesinde tedavinin konforu artarken, hastalar kısa sürede iyileşerek günlük yaşantılarına geri dönmektedir.”