Vertigo Ünitesi
Vertigo Nedir?
Halk arasında kulak dengesi hastalığı olarak da bilinen vertigo, kişinin hareket etmediği halde kendinin veya çevresinin döndüğünü hissetmesi olarak tanımlanabilir. Çoğunlukla iç kulak ve beyindeki problemlerden dolayı meydana gelen vertigo bir hastalık değil, birçok farklı rahatsızlıkta görülebilen bir belirtidir. Bu nedenle vertigonun altında yatan birçok hastalık olabilir.
Güneşli Erdem Hastahanesi İşitme ve Denge Merkezi'nde vertigo kaynaklı baş dönmelerinin nedenleri araştırılarak, her bireyin özel ihtiyaçlarına göre tedavi planı uygulanmaktadır. Alanında uzman hekimimiz ve deneyimli sağlık personelimiz, son teknoloji cihazlarla Vertigo Ünitemizde baş dönmesinin teşhisi ve tedavisinde hizmet vermektedir.
Vertigo Belirtileri Nedir, Nedenleri Nelerdir?
Baş dönmesi, başı döndüren veya çevreleyen nesnelerin hareket ettiği hissi semptomlarıyla kendini gösteren vertigo, diğer bazı belirtilerle birlikte de görülebilir. Bunlar denge kaybı, sersemlik, taşıtlarda yol tutması, kulak çınlaması (tinnitus), baş ağrısı, kulak tıkanması olarak sıralanabilir.
Vertigonun altında yatan asıl hastalığın tanısının koyulabilmesi ve vertigo tedavisinin planlanması için mutlaka detaylı bir inceleme yapılması gerekir.
- İç kulak labirentinin iltihaplanması sonucu vertigo ortaya çıkabilir. İç kulak labirentinde bulunan vestibulokoklear sinir beyne baş hareketleri, vücut pozisyonu ve duyulan sesler hakkında bilgi gönderir. Oluşan iltihap bu sinirde hasara neden olur ve beyne mesaj iletiminde sorunlar meydana gelir. Bu durumu yaşayan bir kişi baş dönmesi dışında işitme kaybı, kulak çınlaması, yataktan kalkınca dengesizlik, baş ağrısı ve görme değişiklikleri de yaşayabilir.
- Dengeden sorumlu olan vestibüler sinirin iltihaplanmasıyla da vertigo görülebilmektedir. Bu hastalıkta işitme kaybı yaşanmaz. Vertigonun yanı sıra bulanık görme, mide bulantısı ve kusma, denge kaybı sonucu düşme gibi belirtiler görülebilir.
- Meniere hastalığı semptomları da kendini vertigoyla gösterir. Bu hastalıkta ayrıca kulak çınlaması ve işitme kaybı da görülebilir. İç kulakta sıvı birikmesine bağlı olarak ortaya çıkan Meniere hastalığı ataklar ve yatışma dönemleri şeklinde seyreder.
- İç kulakta bulunan kulak kristallerinin oynaması ve yarım daire kanalına düşmesi sonucu Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) oluşur. Bu kristaller normalde iç kulakta bulunan ve başın hareketine tepki veren küçük yapılar olarak bilinirler. BPPV sonrasında ise başın her ani hareketinde bu kristallerin dengesizliğine bağlı olarak aniden meydana gelen şiddetli baş dönmesi görülür.
- Beyin damarlarının tıkanması ve beyin kanaması sonucu da vertigo ortaya çıkabilir.
- Vertigo belirtisinin görüldüğü diğer bir hastalık beyin ve omurilik rahatsızlığı olan multipl sklerozdur (MS).
- Akustik nöroma işitme ve denge sinirinin bir tümörüdür. Bu tümörün büyümesi sonucu da vertigo ortaya çıkabilir. Baş dönmesine ek olarak işitme kaybı, kulak çınlaması ve dengesizlik en sık görülen semptomları arasındadır.
Tüm bunların yanı sıra geçirilen kulak ameliyatları, kulak içinde veya çevresinde meydana gelen zona, frengi, orta kulakla iç kulak arasındaki zarın yırtılması nedeniyle iç kulaktaki sıvının orta kulağa sızması, kulak kemiğinin büyümesi nedeniyle meydana gelen işitme kaybı, hamileliğin ilk aylarında olmak gibi faktörler de vertigo görülme nedenlerindendir.
Tanısı Nasıl Konur?
Öncelikle hastalık öyküsü detaylı olarak incelenir. Hastanın vertigo semptomlarını ne kadar süredir ve ne sıklıkla yaşadığı, ne kadar sürdüğü, farklı şikayetlerin olup olmadığı gibi bilgiler edinilir. Daha sonra fizik muayene gerçekleştirilir, hekim bu aşama sonrası gerekli görürse farklı testler de uygulayabilir. Bu testler arasında Dix-Hallpike testi, videonistagmografi (VNG), elektronistagmografi (ENG) bulunabilir. Ayrıca beyin, omurilik ve iç kulak problemlerini tespit etmek amacıyla manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme testleri de kullanılabilir.
Vertigo Tedavisi Nasıl Yapılır?
Bazı vertigo türleri tedavi olmaksızın kendiliğinden çözülür. Örneğin hamilelikte vertigo ilk birkaç aydan sonra azalır. Bazen ise altta yatan sebep tedavi gerektirebilir. Bu anlamda vertigo hastalığı tedavisi rahatsızlığa bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Vertigoya neden olan enfeksiyonlar, damar tıkanıklıkları, kan dolaşımları için antibiyotik ilaç kullanımı uygun olmaktadır. İyileşmeyen bir enfeksiyonun varlığında nadiren de olsa cerrahi tedavi gerekebilir. Kulak kristallerinin oynaması tedavisi ise özel pozisyonlama egzersizleri, baş hareketleri ve Epley manevrası gibi tekniklerle çözümlenebilir. Epley manevrası gibi uygulamalar mutlaka deneyimli bir hekim veya fizyoterapist tarafından yapılmalıdır.
Dinlenmek, uyku düzenine dikkat etmek, stresi azaltmak, yeterli sıvı alımı sağlamak ve düzenli egzersiz yapmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri de vertigo semptomlarını hafifletebilir.
Vertigosu Olanların Dikkat Etmesi Gerekenler
- Vertigo stresten beslenir. Stres özellikle iç kulaktaki damarlar üzerinde etkili olmaktadır. Bu nedenle stres yönetimini sağlamak vertigoyu hafifletmek için önemlidir.
- Doğru bir uyku düzeni oluşturmak ve yeteri kadar kesintisiz uyumak vücudunuzun dinlenmesine ve iyileşmesine yardımcı olarak vertigodan korunmanızı sağlar.
- Güçlü bir bağışıklık sistemi genel sağlığı korumaya yardımcı olduğu gibi, enfeksiyon kaynaklı vertigoyu önlemede de etkilidir. Bu nedenle sağlıklı ve taze besinleri tüketmek, yağlı ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak, vitamin ve mineral değerlerini kontrol ettirerek gerekirse takviye almak vertigosu olanların yapması gerekenlerdendir.
- Vertigo tetikleyen şeyler arasında kahve ve çikolata gibi kafein içeren yiyecek ve içecekler yer aldığından bu besinlerden uzak durulmalı, sigara kullanımı bırakılmalıdır.
- Hastanın güvenliğin sağlanması adına geceleri evin loş bir ışıkla aydınlatılması, halıların altlarının sabitlenmesi, terliklerin altlarının kaygan olmaması gibi tedbirler alınabilir.
- Vertigo hastalarının baş dönmesi ve denge kayıpları nedeniyle yükseğe çıkması veya yüksekte çalışması tehlike arz edebilir. Bu nedenle yüksekliklerden kaçınmaları ve çalışma ortamlarının güvenliğinin sağlanması gerekir.