Deprem Sonrası Ruhsal Bozukluklarda Destek Alınabilir

Deprem Sonrası Ruhsal Bozukluklarda Destek Alınabilir07.02.2023

Deprem meydana geldiği bölgelerde yıkımlara neden olduğu gibi, insan psikolojisini de yıkıma uğratan bir afettir. Her insanın bu afetten etkilenme düzeyi farklı olduğu gibi; duygu, düşünce ve davranışlarına göre çeşitli tepkiler verebilirler.

Deprem gibi bir afet sonrası öncelikli olarak arama kurtarma çalışmalarının gerçekleştirilmesi, barınma beslenme ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması gelmektedir. Afetin ani ve beklenmedik bir şekilde yaşanması kişilerde travmatik etkiler yaratabilir ve yoğun bir kontrol kaybı hissine sebep olabilir. Şiddetli bir depremden hemen sonra şok, inkar, endişe, korku, suçluluk, utanç duyguları, çabuk irkilme, aşırı enerji veya yoğun halsizlik görülebilir. Deprem sonrasında sersemleme, uyku ve odaklanma sorunları da yaşanabilir. Bu tepkiler anormal bir duruma verilen normal tepkilerdir. İlk haftalarda bu yakınmaları yaşamak doğal olmakla birlikte tepkilerin aynı şekilde devam etmesi durumunda profesyonel destek almak gerekli olabilir. Destek için başvurulacak profesyoneller psikiyatristler, psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarıdır. Tedavinin amacı kişiye ve stres düzeyine göre değişmekle birlikte, depremzedeye ve yakınlarına kayıp ve yasla başa çıkma becerilerini kazandırmanın hedeflendiği bir süreç izlenmelidir.

 

Deprem Korkusuyla Nasıl Başa Çıkılır?

Kişiye uygulanacak psikolojik yardımda yaşadıklarını ve duygularını rahatça anlatma olanağını sağlamak, zihinsel ve bedensel olarak rahatlatmak, ulaşabildiği yakınlarının yardımını isteme konusunda destek olmak, duygu ve düşüncelerini paylaşmaya teşvik etmek faydalı olabilir. Yaşanılan zorluklarla baş edebilmek için kontrolsüz ilaç kullanımı önerilmemektedir.

Deprem sonrasında enkazdan çıkarılan, yakınlarını kaybeden veya evlerinden konuyu takip edenler beklenmeyen bu olayın ağırlığı altında kalarak kendilerini çaresizlik içinde bulabilmektedir. Bunun yanı sıra tepkisizliğin unutma sürecini hızlandıracağını düşünerek olay olmamış gibi davranan ve acıyı görmezden gelen insanlarla da karşılaşılmaktadır. Bastırılan duygu ve düşünceler genellikle sonrasında daha şiddetli bir şekilde yüzeye çıkmakta, bu da iyileşme sürecini oldukça güçleştirmektedir. Bu nedenle duyguları, düşünceleri, üzüntüleri bastırmak doğru değildir.

Bireysel olarak kontrol sağlanabilecek konularda eyleme geçmek zihinsel anlamda kişileri rahatlatabilir. Örneğin yaşanılan binanın deprem yönetmenliğine uygunluğunu tespit etmek, ev içinde tehlike oluşturabilecek eşyaları sabitlemek, ilk yardım eğitimi almak ve deprem çantası oluşturmak olası bir depremde kaygıyla daha işlevsel baş etmeye katkı sağlayacaktır.

 

Çocuklar Depremin Etkilerinden Nasıl Korunabilir?

Özellikle küçük çocuklar ile anneleri ve psikolojik rahatsızlıkları olan bireyler depremden en çok etkilenen kesimlerdir. Çocuklar ailelerinin tepkilerinden oldukça fazla etkilenir. Yüksek stres içerisindeki anne babalar, çocuklarının da stres yaşamasına ve kendilerini kötü ve güvensiz hissetmelerine neden olabilir. Bu noktada özellikle çocukların depreme ait görsellere ve videolara maruz kalmasına engel olunması gerekmektedir. Paylaşılan videoları izleme ihtiyacı duyulabilir ancak tekrar tekrar, gün boyunca yıkım görüntülerini izlemek ruhsal olarak etkilenmeye neden olacaktır.

Çocuğunuzun sizinle daha fazla zaman geçirmek istemesi ve sizden ayrılmak istememesi, her fırsatta sizinle konuşmak istemesi, akşamları yalnız yatmak istememesi gibi durumlarına anlayışlı olmak gerekir. Bunlar çocukların deprem psikolojisini kolay atlatması için dikkat edilebilecek noktalardır. Bunların yanı sıra fiziksel temaslar çocukları çok rahatlatır, sarılmaktan ve dokunmaktan çekinmeyin. Küçük çocukların gerginliklerini azaltmak için oyun imkanı tanınmalı, büyük çocuklar ise duygu ve düşüncelerini ifade etmek için yüreklendirilmelidir.

Çocuklarınızın yanında depremle ilgili konuşmaktan kaçınmayın; ancak dehşet veren detaylara yönelik konuşmalar yapmayın.  Bu sayede kafalarındaki soru işaretleri giderilebilir. Sorulan soruları da onların anlayabileceği şekilde cevaplamak gerekir. Yemek yemek, uyumak, uyanmak gibi faaliyetleri mümkünse benzer saatlerde yapmaya çalışın. Hayatın normale döndüğü mesajı çocuklara bu şekilde verilebilir.