Gebelik Belirtileri Nelerdir?

Cinsel hayatı olan ve adeti geciken her kadın, hamile olabileceğinden şüphe eder. Döllenmeden sonra yaklaşık 7-12 gün içinde kandaki HCG hormonu seviyesi yükselmeye başlar. HCG, gebelik döneminde vücutta fazla salgılanan bir hormondur ve hamilelik hormonu olarak da bilinir. Hamilelik durumunu netleştirmek için kişinin kan veya idrar örneklerine bakılır. Hamile kadınlarda önce kanda daha sonra idrarda HCG hormonu seviyesi artar.

Kan ve idrar testi yapılmadan önce veya gebelik sürecinde, vücutta bazı değişiklikler meydana gelir. Adet dönemlerini takip etmeyen veya düzensiz regl olan kişiler hamilelik belirtileri nelerdir sorusuna cevap arayıp bu semptomların kendilerinde olup olmadığını takip edebilirler. Her anne adayının hamilelik belirtileri farklı olabilir ve yüzde yüz hamilelik belirtileri şeklinde bir semptom yoktur. Ancak genellikle aşağıdaki 8 belirtiden biri veya birkaçı gebelikte sıklıkla görülür:

1. Regl Gecikmesi

Gebeliğin ilk belirtilerinden biri regl gecikmesidir. Gebelik durumunda kişinin adet kanaması kesilir. Gebelik testi ilişkiden yaklaşık 10 gün sonra yapılabilir. Ancak her regl gecikmesi gebelik olduğu anlamına gelmez. Stres, beslenme, iklim değişiklikleri gibi çevresel faktörler, ilaç kullanımı veya kilo değişiklikleri de bazen adet gecikmesine neden olabilir.

2. Sabah Bulantıları

Hamilelikte artan HCG ve östrojen hormon düzeyleri nedeniyle mide bulantısı meydana gelir. Yine de regl gecikmesinde olduğu gibi, her mide bulantısı gebelik belirtisi değildir. Bağırsak ve mide rahatsızlıkları, vertigo, fazla stresli olmak gibi durumlarda da mide bulantısı görülebilir.

Hamileliğin ilk belirtileri arasında ve özellikle sabah bulantılarına neden olan bu hormon artışları, bazen kusmaya da yol açabilir. Hamile kadınların özellikle gebeliğin ilk haftalarında ortak şikayetinin mide bulantısı olduğu bilinmektedir.

3. Koku Hassasiyeti

Adet gecikmesi olmadan hamilelik belirtileri görülebilir. Örneğin anne adayının kokulara karşı bir anda aşırı duyarlılığı oluşabilir. Hormonların değişmesi nedeniyle yaşanan bu durum rahatsızlık verici olabilir. Özellikle yoğun yemek kokuları, parfüm ve sigara öğürme refleksine neden olup bulantıyı tetikleyebilir. Hatta anne adayı daha önce sevdiği kokulara tahammül edemez hale gelebilir.

4. Yorgunluk ve Halsizlik

Progesteron hormonunun temel işlevi her ay rahmi hamilelik için hazırlamasıdır.  Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında vücutta artan progesteron hormonunun etkisiyle anne adayı kendini sürekli yorgun hissedebilir, uyumak isteyebilir. 3. aydan sonra bu belirti yavaş yavaş azalır.

5. Kanama

Gebeliğin ilk aylarında bazı kadınlarda akıntı, lekelenme ve hafif kanamalar görülebilir. Bu kanamalar, regl dönemindekine benzer uzun süreli kanamalar değildir. Aslında embriyonun rahme tutunma ve yerleşme sürecinden kaynaklanır. Ancak bu durum bazen dış gebelik belirtisi olabileceğinden, mutlaka bir hekime başvurmak gerekir.

6. Göğüslerdeki Değişiklikler

Artan hormonlardan kaynaklı bir diğer hamilelik belirtisi göğüslerdeki hassasiyet artışıdır. Göğüs bölgesine gelen kan miktarının artması da göğüslerin büyümesine neden olur. Ayrıca bu dönemde meme başında renk değişimleri ve genişlemeler meydana gelir. Meme ucunun koyulaşması melanositleri (pigment üretiminden sorumlu hücreler) etkileyen gebelik hormonlarından kaynaklanır.

7. Sık İdrara Çıkma

Hamilelik döneminde anne adayı sık idrara çıkma ihtiyacı hissedebilir. Özellikle gebeliğin ilerleyen aylarında bu durum daha da belirginleşir. Bunun nedeni büyüyen rahmin idrar torbasına baskı yapmasıdır. İdrar yaparken yanma veya batma gibi rahatsızlıklar yaşanıyorsa bir hekime başvurmak önemlidir çünkü bu idrar yolu enfeksiyonu belirtisi olabilir. Anne adayının sağlıklı bir gebelik süreci geçirmesi için tedavi edilmesi önemlidir.

8. Duygusal Değişiklikler

Hormon değişimlerinden kaynaklı olarak bu süreçte ani duygusal değişiklikler yaşanabilir. Alışılmadık şekilde duygusal ve ağlamaya meyilli hale gelen anne adayı mutlu ve neşeli görünürken bir anda öfkelenebilir, üzülebilir. Hatta progesteron ve östrojen hormonlarının artmasından kaynaklı olarak bazen anne adayında anksiyete ve depresyon meydana gelebilir. Burada en önemli rol baba adayına düşer; annenin bu değişimleri kasıtlı olarak yaşamadığı ve kontrol edemediğini unutmamalı, kötü hissettiği anlarda yanında olmalıdır.